HOCAROZA
Kart tavukların horoz taklidi yaptığını gördünüz mü? Ben halen görüyorum. Eti desen yenmez, yumurtlaması tek tük.İtibardan düşmenin ya da itibar devrinin geçtiğini görmenin atlatılamayan bir travma olduğu anlaşılırken, kart tavuklardan bir kısmında ruhi bunalım, özgüven patlamasına benzer küstah bir ego ile zıp diye çıkıverir.
Kendi yaptıkları yetmez gibi diğer kart tavuklara da cesaret verip horoz taklidi yapmayı öğretirler. "Gıddürük, ü'ü gıdak" filan derken basbayağı melodiyi sökenler olur.
Alelacele bu nevzuhur hidayeti herkese, tüm tavuk cücüğe öğretmek gerek deyip canhıraş çalışırlar. Bazıları daha da ileri giderek horozlara ders vermeye bile yeltenir. En utanç verici olanı, bunlara bir horoz eklemlenir de beraber çalışırlar ya deme gitsin; neyse.
Yeni başladığı için yeni bir akımdır. Bu yenilerden ne çok türedi, zıpçıktı geldi geçti bu kümesin önünden.
Hadi inkâr etmeyelim evvelkilerde olmayan bir marifetleri de var; kerahet vakitlerinde hep birden ötmeleri gibi.
Evet, evet, namaza davet vaktinde susup kerahet vakitlerinde ötünce kendilerinden başka horoz sesi olmadığından gözler hep onlarda ve kulaklar şaşkın! Şaşırtmak gibisi var mı?
Mahalle meydanında iki kazan kaynayıp, bunların işe yaramaz kafaları kesilip atıldıktan sonra kazana daldırılıp tüylerinin yolunacağını içlerinde ne kadar lüzumsuzluk varsa çıkartılıp eti yıkandıktan sonra diğer kazanda haşlanacağını ve mahallelinin evlerden getirdiği pilavlara şenlik olacağını bilmediklerinden, ömür baki sanarak coştuklarına bakıyorum da "değmez gız-lan! Değmez bu kadar kendinizi kaptırmaya" diyesim geliyor amma anlarlar mı ki?